Türk Eğitim Sen öğretmenlerin sesi oldu
Türk Eğitim Sen Kütahya Şubesi, eğitim çalışanları için ekonomik iyileştirme, sözleşmelilere kadro, ödüllerde hakkaniyet, öğretmenlik meslek kanununda revizyon istedi. Başkan Mehmet Altınok, “Öncelikle tüm yetkililere ve karar vericilere sesleniyoruz. Eğitim çalışanlarının haklı taleplerine kulak tıkamayın, bakan değil, gören olun” dedi
Türk Eğitim Sen Kütahya Şubesi Kamu Sen’e bağlı sendikaların temsilcilerinin de katılımıyla öğretmenlerin istek ve taleplerini dile getirmek için basın açıklaması düzenledi. Türk Eğitim Sen Kütahya Şube Başkanı Mehmet Altınok şu açıklamada bulundu: “
Öğretmenlik bir kariyer mesleği değildir!
Hepimizin malumu olduğu gibi Öğretmenlik Meslek Kanunu 14 Şubat’ta kanunlaşarak yürürlüğe girmiş ve 12 Mayıs’ta yönetmeliklerinin ilanı ile birlikte birçok sorunu ortaya çıkaran bir süreç başlamıştır. Türk EğitimSen’in yıllardan beri karşı çıktığı “Sınavla Kariyer” uygulaması yeniden karşımıza çıkmış, tecrübelerimiz ve önerilerimiz göz ardı edilmiştir. Bizler Türk Eğitim Sen olarak 2005 yılından beri Kariyer Basamaklarında düzenleme yapılmasını, kıdeme dayalı bir sistemin oluşturulmasını defalarca dile getirmiş bir sendikayız. Dün ne söylediysek bugün de aynı noktadayız ve sözümüzün arkasındayız. Sendika olarak, Kariyer Basamakları yönetmeliğinin yayınlanmasının ardından, Danıştay’a dava açarak sınav başta olmak üzere bazı hükümlerin iptalini ve yürütmenin durdurulmasını talep ettik .Bu da tavrımızın net göstergesidir. Öğretmenlik Meslek kanunu diye sunulup, içerik itibariyle sınav yönergesinden öteye geçmeyen, iş olsun diye önümüze konulan 2 sayfalık bu yasa, öğretmenler nazarında bir meslek kanunu olmaktan çok uzaktır.Alanında ihtisas eğitimini tamamlayıp KPSS’de başarılı olmuş, mülakatı geçmiş, adaylık kaldırma sınavında yeterliliğini ispatlamış, mesleğinde yılları geride bırakmış öğretmenlerimiz uzmandır. Uzmanlıkları diplomalarıdır. 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nda da belirtildiği gibi öğretmenlik ihtisas mesleğidir. Sözde uzmanlık sınavı ile öğretmenin görev tanımı değişmeyecektir. Geleceği inşa eden öğretmene yapılacak ücret iyileştirmesinin sınav şartına bağlanması öğretmenin itibarını sarsacak ve öğretmenler odasındaki çalışma barışını bozacaktır. Sahanın bu sınavdan memnun olduğunu söylemek sahaya bakmamak, sahayı görmemektir. Öğretmenlerin derdi unvan değil geçim derdidir. Yüce Meclisimizi bu Kanunu yeniden görüşmeye, sahanın sesini dinlemeye davet ediyoruz.
Öğretmenlik meslek kanunu için Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni göreve davet ediyoruz.
Türk Eğitim-Sen olarak, yeni yasama yılında, Meclise , siyasi partilerimize ve milletvekillerimize çağrıda bulunuyoruz. Başta kariyer planlamasının hizmet yılı esasına göre yapılması olmak üzere , öğretmenlik meslek kanunu’nun içeriğinin adına yakışır şekilde zenginleştirilmesi için acilen adım atmaya davet ediyoruz. Sınavla yapılacak bir tasnifin öğretmenlerimizi yeni ve gereksiz bir tartışmanın göbeğinde bırakacağı aşikardır. Son yıllarda zaten yıpratılmış olan mesleki saygınlığımızın bu vesileyle farklı bir süreçte tartışma konusu yapılmasını asla kabul etmiyoruz. Öğretmenlik Meslek Kanunu, öğretmenlerimizin muhatap olduğu mevzuat ve süreçleri içeriğinde toplamalıdır. İçeriği zenginleştirilmiş bir Öğretmenlik Meslek Kanunu, meslektaşlarımızın yaşadığı problemleri sonlandıracak dolayısıyla daha verimli bir eğitim hizmeti sunulmasına zemin sağlayacaktır. Uzun yıllardır beklenen meslek kanunu 14 Şubat 2022 tarihinde hayata geçirilmiştir. Bu bir kazanımdır ve şimdi sıra öğretmenlerimizin talep ve beklentileri ölçüsünde kanunun içinin doldurulmasına gelmiştir. Nitekim Milli Eğitim Bakanı Sayın Mahmut Özer de önceki günlerde yaptığı bir açıklamada kanunun Meclis açıldıktan sonra yeni haklarla sürekli genişleyecek olan bir kanun olduğunu ifade etmiştir. Bu noktada beklentimizi bir kez daha ifade ediyor ve TBMM’ne çağrıda bulunuyoruz: Gelin eğitimin paydaşlarıyla da istişare ederek Kanunun içini hep birlikte dolduralım. Siyasi partilerimiz, Milli Eğitim Bakanlığı, sendikalar, öğretmenler omuz omuza vererek, Cumhuriyet tarihinde ilk kez çıkarılan bu kanunun tatmin edici olmasını sağlayalım. Amacımız, öğretmenlik mesleğinin itibarının incitilmemesi, mesleğin statüsünün yasal bir zeminde yükseltilmesi, öğretmenlerin moral ve motivasyonlarının artırılması olmalıdır. Eğitim bir bütündür ve bir ekip işidir. Tüm eğitim çalışanları bu ekibin vazgeçilmez bir parçasıdır. Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı tüm kurumlarda farklı kadro ve unvanlarda tüm eğitim çalışanları eğitim öğretim süreçlerinin sorunsuz ve sıkıntısız geçmesi için ellerinden geleni yapmaktadırlar. Durum böyle iken her yıl Eylül ayında verilen Eğitim Öğretim ödeneğinin en az 1 maaş tutarında olmasının yanı sıra, bunun tüm eğitim çalışanlarına verilmesi öncelikli taleplerimiz arasındadır.
Ekonomik gerçeklerden uzak promosyon sözleşmeleri derhal feshedilmelidir!
Banka promosyon anlaşmaları güncellenmeli, kamu çalışanları hak kayıplarına Uğramamalıdır. Gelişen ekonomik şartlarda ve yaşanan piyasa hareketleri nedeniyle, 2022 yılı öncesinde promosyon sözleşmesi yapılan kamu çalışanları ciddi bir ekonomik kayıp ile karşı karşıya kalmıştır. Bu bağlamda, MEB’e bağlı tüm il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerinin bankalarla yaptıkları promosyon anlaşmalarının revize edilmesini, güncel ekonomik gelişmeler ışığında promosyon ücretlerinin artırılmasına yönelik gerekli çalışmaların yapılmasını istiyoruz.
Öğretmenin ücretlisi sözleşmelisi kadrolusu olmaz. Öğretmen öğretmendir !
Eğitimin en önemli sorunlarından biri de farklı istihdam modelleridir. Bizler Türk Eğitim Sen olarak eğitim alanında tek çeşit istihdam modelini, kadrolu istihdamı istiyoruz. Sözleşmeli istihdam aile birliğini, özür atamalarını yok sayan bir uygulamadır. Diğer yandan eğitimin kanayan yarası haline gelen “ücretli öğretmenlik” uygulaması bir an önce son bulmalıdır. Bu bir istihdam modeli değildir. Eğitimin yara bandı hiç değildir. Milli Eğitim Bakanlığının öğretmen ihtiyacı varsa ücretli öğretmen sayısı kadar kadrolu atama yapılmalıdır.
Öğretmeninin itibarı MEB’ in namusudur!
Son dönemde sosyal medya üzerinden öğretmenlerimize saldıran, peygamber mesleği olan öğretmenliğe sırça köşkünden parmak sallayan hadsizlere inat meslek itibarımızı yeniden kazanacağız. “Had bilmek” ve “Ar etmek” erdemdir. Kimsenin şüphesi olmasın; öğretmenlerimiz, böylesi “had bilmezlerden” de bu ülkeyi kurtarmak için var gücüyle, gayret ortaya koymaya devam edecektir” ilkesi önce ülkesi olan bizlerin amacı, bağcıyı dövmek değildir. Sorunlarımızı kamuoyu ve yetkililerle paylaşmaktır. Daha verimli çalışmak, üretmek, ülkemize değer katmak bizim şiarımızdır. Öğretmenler yarının mimarlarıdır. Yetkililere bir kez daha sesleniyoruz. Görevini en iyi şekilde yapmaya çalışan arkadaşlarımızın, bu haklı taleplerine duyarsız kalmayın. Basın bildirimize son verirken; Türk Milleti’ni özgür, bağımsız ve muasır medeniyetler seviyesine çıkaracak, yeni nesillerin öğretmenlerin eseri olacağını bir kez daha vurguluyoruz. Öğretmene, eğitim çalışanlarına verilen değerin, eğitime ve ülkenin yarınlarına verilen değer olduğunu hatırlatıyoruz”.